3 Şubat 2025

Güncel Haberler ve Son Dakika Gelişmeler – Akpınar

Gündemin Nabzı: Ekonomi, Spor, Teknoloji ve Daha Fazlası için Akpınar’da Buluşun!

Ölümlü kazada özel halk otobüsü şoförüne 3 yıl 4 ay ceza

Kayseri'de yolun karşısına geçerken özel halk otobüsünün çarptığı Ebru Abravci'nin hayatını kaybettiği, oğlunun ise yaralandığı kazada, şoför  3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Kayseri’deki kaza, geçen yıl 19 Mayıs’ta Kocasinan ilçesi Yeşil Mahalle Erkilet Bulvarı’nda meydana geldi. Mustafa Celal Yelkenoğlu idaresindeki 38 AB 105 plakalı özel halk otobüsü, yolun karşısına geçmeye çalışan 28 yaşındaki Ebru Abravci ile 10 yaşındaki oğlu Selahattin’e çarptı. Anne ve oğlu, otobüsün altında kaldı. Çevredekilerin ihbarı üzerine kaza yerine polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Ekiplerin çalışmasıyla otobüsün altından çıkarılan Ebru Abravci ve oğlu, ilk müdahalelerinin ardından Kayseri Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralılardan Ebru Abravci, hayatını kaybetti. Gözaltına alınan otobüs şoförü Yelkenoğlu, işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Karara itiraz üzerine Yelkenoğlu 9 gün sonra tahliye edildi.

KARAR DURUŞMASI GÖRÜLDÜ

Yelkonuğlu için Kayseri 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan dava açıldı. 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasına sanık Mustafa Celal Yelkenoğlu, Selahattin Abravci ile babası Zübeyir Abravci ve taraf avukatları hazır bulundu. Mustafa Celal Yelkenoğlu savunmasında, “Olay günü saat 17.45 sıralarında 38 AB 105 plakalı özel halk otobüsünü kullanıyordum. Boztepe Mahallesi seferini yapıyordum. Kayserispor Tesislerinde durak vardı. Orada yolcu indirdim. Tekrar hareket ettim. Hızım 20-30 kilometre saat idi. Bir kadın ve bir çocuğun yolun karşısından karşısına geçtiğini gördüm. Çaprazımdaydı. Trafik işliyordu. Ben de frene bastım. Durdum. Ancak çarpmıştım. Bana herhangi bir şekilde el işaretinde veya durmam konusunda bulunmadılar. Sağ şeritteydim. Olay da kusurum yoktur. Elimden geleni yaptım. Beraatimi talep ediyorum” ifadelerini kullandı.

‘ŞİKAYETÇİYİM, DAVAYA KATILMAK İSTİYORUM’

Tedavisinin ardından taburcu edilen Selahattin Abravci ise duruşmada “Annemle birlikte Erkilet’te otobüse bindik. Ninemlere gidiyorduk. Kosova Parkı’nda otobüsten indik. Yolun karşısına geçecektik. Bulunduğumuz şeridi geçtik. Yol boştu. Diğer şeridi de geçecektik. O esnada bineceğimiz otobüsün, otobüs durağına doğru geldiğini gördük. Bu esnada yoldaydık. Ben elimi havaya kaldırdım. Çünkü o otobüse binmemiz gerekiyordu. Otobüs durağında durmadı. Frene basmadı, korna çaldı. Duracağını sandık. Kaldırıma 1-2 adım kalmıştı ki otobüs hızla bize çarptı. Altında sürüklendik. Otobüsün altında sürüklenirken frene basıldı, olay nedeniyle yaralandım. Uzun bir süre yoğun bakımda yattım. Şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum” diye konuştu.

Mahkeme heyeti, tutuksuz sanık Mustafa Celal Yelkenoğlu’nu, ‘Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırdı.

‘TAM GAZ GELİYOR’

Verilen karara itiraz ettiğini belirten Zübeyir Abravci, DHA’ya açıklamalarda bulundu. Eşini 19 Mayıs’ta otobüs kazasında kaybettiğini söyleyen Abravci, “Oğlumla birliktelerdi. Saat 17.00 civarında evden çıktı. Rahatsız olan babasına gidecekti. Oğlumla orta refüje geliyorlar. Trafik sakin. Binecekleri otobüs orta refüjden geliyor. Durak şeridine yanaşınca bizimkiler koşarak geliyor. Bizimkiler yolu ortaladıkları sırada, otobüs göre göre kornaya basıyor. Kaldırıma 1 adım kala sağdan vuruyor. Otobüs korna yerine frene dokunsa eşim kurtulacaktı. Bu kazanın en büyük sebebi, otobüsün geç kalması. Arkasındaki otobüs ile arasında 15 dakika olması lazım. Kazadan sonra hemen diğer otobüs geliyor. İlk raporlarda, hız limitini düşük çıkardılar. İkinci raporlarda yüksek çıkardılar. Zaten adamın buraya kaçla geldiği, hangi hızla vurduğu araç takip sisteminde var. Bu adam Yeşilmahalle ışıklarından bu tarafa kadar hiçbir durakta durmuyor. Tam gaz geliyor. Bizimkileri göre göre otobüsün altına alıyor. Benim oğlum, ‘dursun da binelim’ diye el kaldırıyor. Kaldırıma 1 adım kala, otobüsün altına alıp sürüklüyor. Ama şoför, hakim huzurunda, ‘duraktan kalktım, süratim 10-20’ydi’ gibi yalanlar söyledi. 40-50 bilet cezasını yememek için benim ocağımı söndürdü. 7-8 ay oldu. Ben hayata nereden başlayacağımı bilmiyorum. 3 yıl 4 ay hapis cezası aldı” dedi.

‘BU CEZAYA İTİRAZ EDİYORUM’

Duruşmada, sanık Yelkenoğlu’nun yalan söylediğini belirten Abravci, “Adam hakimin yüzüne baka baka yalan söylüyor. Avukat yanlış ifadelerle adamı savunmaya çalışıyor. Ses kayıtlarında kornaya bastığı, içindeki yolcuların bağırdığı ve altına alıp sürüklediği duyuluyor. Adam çok rahat bir şekilde frene basıyor. 25-30 metre altına almış sürüklemiş. İçindeki yolcular sallanmıyor bile. O araba 100 ile gitse de bu kadar sürüklemez. Frene bastığı zaman bu araba durur. Ama arkadaş, fren izim çıkmasın diye otobüsün altına alıp rahat rahat sürüklüyor. Sağda solda da ‘Benim sırtım sağlam, bana kimse bir şey yapamaz’ diye laflar konuşuyor. Bu verilen ceza çok az. Bu cezaya itiraz ediyorum. Hız tespiti, tutanağı, hızının yüksek olduğu dosyalarda var. Biz kimseye iftira atmıyoruz. Aldığı ceza da çok az” diye konuştu.

‘HAYATIMI SÖNDÜREN ADAM, HALA DIŞARIDA’

Kaza anında otobüste bulunan vatandaşların başsağlığına geldiğini belirten Abravci, şöyle konuştu: “Otobüstekilerin çoğu baş sağlığına geldiğinde, ‘ağabey, otobüs çarşıdan itibaren hızlı hızlı geldi, birkaç durakta el kaldıran yolculara durmadı’ dediler. Kazanın en büyük sebebi, otobüsün 10-15 dakika geç kalması. Bunu da arkasından gelen otobüs şoförü söyleyerek, ‘Onunla benim aramda 15 dakika olması lazım ama benim ismimi verme, ekmeğimden olurum’ diyor. Oğlumun hala psikolojisi düzelmedi. Benim oğlum uzun zaman yoğun bakımda yattı. Hayatımı söndüren adam hala dışarıda. Kazadan 1 hafta sonra otobüsle, hayatına kaldığı yerden devam etti. Bir ocağı söndürdü ama umurunda değil. Adamın ağızındaki laf, ‘benim sırtım sağlam’. Can aldı, çocuk yoğun bakımda yattı, durumu çok ağırdı. Bir insanın canı bu kadar mı ucuz? Devlet herkesten büyük. Ben güveniyorum. Hiç iyi değilim. Çocuklarla zor durumdayız. Çocuklara annem ve komşular bakıyor. Hayata başlayamadım, nereden başlayacağımı da bilmiyorum. En çok zoruma giden de ocağımı söndürdü, oğlum yoğun bakımda yattı, bir hafta sonra otobüse tekrar bindi. Bir adamın vicdanı olsa bunu yapmaz. Bir hafta sonra otobüse binip kaldığı yerden devam ediyor.”

(DEMİRÖREN HABER AJANSI)